KÖTÜ GÜN DOSTU
Ali ve Fatma aynı yılın aynı günü aynı mahallede dünyaya gelmiş iki çocukluk arkadaşıydı. Fatma zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözlerini açarken Ali ise yoksulluktan derme çatma bir evde oturmak zorunda kalan ve kıt kanaat geçinen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Fakat ailelerinin birbirine zıt bu durumları onların iyi arkadaş olmalarını engelleyememişti. Her ne kadar Fatma'nın ailesi bu arkadaşlığı istemesede. Öğrencilik yıllarında ikisi de ayrı ayrı okullara gitmek zorunda kalmıştı. Çünkü; Fatma'nın ailesi zengin olduğu için ona kolejde eğitim aldırmış, Ali ise bir devlet okuluna, hem de eğitimi hiç de iyi olmayan öğrencilerin bir sırada beş kişi birlikte oturarak ders aldığı bir okula, gitmek zorunda kalmıştı. Aradan epey zaman geçmiş, lise çağına gelmişlerdi. Fakat ikisi içinde yaşanan herhangi bir değişiklik olmamıştı. Fatma yine özel bir kolejde eğitim almış, Ali ise devlet okuluna gitmeye devam etmişti. Lise son sınıfa geldiklerin de girdikleri sınav sonucunda Ali çok iyi bir derece elde ederek ülkenin en iyi eğitim veren okullarından birinde işletme bölümüne yerleşmiş, Fatma ise ailesi tarafından iyi bir işletme eğitimi alması için yurt dışına gönderilmişti. İşte kaderlerinin döndüğü nokta burasıydı. Ali gittiği okulda tanıştığı bir arkadaşının da yardımıyla ilerleyen yıllarda hayatının yönünü tamamen değiştirebilecek bir fırsat yakalamıştı ve hiç düşünmeden bu fırsatı değerlendirmişti. Fatma ise ailesinden, çocukluk arkadaşından ve memleketinden uzak olmanın hasretiyle alacağı beş senelik eğitimin en kısa sürede bitmesi için her gün dua ediyordu. Nihayet beş sene geçmiş ve Fatma yurda dönmüştü. Fakat döndüğünde yurt dışına giderken karşılaştığı manzaradan daha farklı bir manzarayla karşılaşmıştı. Ali, üniversite yıllarında yakaladığı fırsat sayesinde çok zengin olmuş ve çocukluğunun geçtiği semte, çok lüks bir ev yaptırarak ailesiyle birlikte orada yaşamaya başlamıştı. Fatma'nın ailesi ise işlerinin iyiye gitmemesi sebebiyle daha mütevazi bir eve taşınmak zorunda kalmıştı. Fatma bu duruma üzülsün mü sevilsin mi bilemedi. Çünkü; bir tarafta ailesi, diğer tarafta ise çocukluk arkadaşı ve her şeyden çok sevdiği Ali vardı. Yapabileceği bir şey yoktu. Tek yapabileceği şey kaderine razı olup ailesinin durumunu tekrardan o eski şatafatlı günlerine döndürmek için canla başla çalışmak olabilirdi ki O da zaten öyle yaptı. Bu zor günlerinde O'na en büyük destek ise can dostu Aliden gelmişti. Ali etrafındakilerin ne dediğine aldırmadan Fatma'nın ve ailesinin bu zor günlerinden kurtulması için elinden geleni yapmıştı ve bunda başarılı da olmuştu. Fatma ve ailesi Ali'nin de yardımıyla sıkıntılarından kurtulmayı başarmıştı. Zaten dost dediğin de Ali gibi olurdu. Boşuna dememiş atalarımız, dostun iyisi kara günde belli olur diye. Allah (cc) herkese Ali gibi iyi günde ve kötü günde yanında olacak bir dost nasip eylesin.
Yorumlar
Yorum Gönder