FATİH'İN OLAYIM

İstanbul gibiydin. Onun gibi görkemli ve haşmetli. Tıpkı onun gibi büyüleyici ve muhteşem bir güzelliğe sahip. Etrafındaki onca güzelliğe rağmen güneşten daha parlak ışıltınla ve o ölülere bile hayat veren gülüşünle farkettiriyordun kendini. Hatırlar mısın bilmem hani ben daha küçücük bir çocukken Hacı Bayram Dergahında ismini fısıldamışlardı kulağıma. İşte o an ismini duymamla kendimden geçivermiştim bir an. Allah'ım bu nasıl güzel bir isim demiştim. Bu kadar güzel bir isme sahip bir kişinin kendisi ne kadar güzeldir acep diye de düşünmeye başlamıştım. İşte o andan itibaren seni hiç görmememe rağmen seni düşünür olmuştum. Gece yatarken sen, sabah uyandığımda sen... Her yerde, her an, her dakika sen vardın aklımda. Tıpkı Fatih'in İstanbul'a olan aşkı gibiydin. Çünkü sen İstanbul gibiydin. Sen de onun gibi dışarıdan bakıldığında sert ve haşmetli bir görünüme sahiptin. O kadar ki seni dışarıdan görenler hiçbir şekilde fethedilemeyeceğini zannederlerdi. Oysa ben senin İstanbul gibi kalbinin tek sahibini, kalbinin kapılarını hiç çekinmeden açabileceğin kişinin gelmesini beklediğini biliyordum. İşte geldim ey sevgili! Sen de İstanbul'un Fatih'e gönül kapılarını açtığı gibi bana gönül kapılarını açar mısın? Fatih'in olmama izin verir misin?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OSMANLI İKTİSADİ DÜNYA GÖRÜŞÜ VE TEMEL İLKELERİ

OSMANLI DEVLETİNDE ENFLASYON MESELESİ

AYAĞA KALK