AŞK
Ey aşk sen ne güzel şeysin. Hani kimsenin tanımadığı ama senin uğruna dağları delmekten geri kalmadığı, sultanları tahtından eden, Züleyha’yı kuyudan çıkıp Mısır’a sultan olacak Yusuf için divane eden, Mecnuna ak tüylü köpeğin tüylerinde Leylasını aratan, Fatih’i gece gündüz İstanbul için yandıran. Öyle güzel şeysin ki sanki seninle birlikte hayat yeniden anlam kazanır ve sen olmadığında ise hayatın hiç bir anlamı kalmaz. Senin anlayacağın yaşamaktır aşk. Bütün zorluklara rağmen maşukun yanında olmasa bile yanındaymış gibi yaşayabilmek. İnsanlar Tillonun bir sokağını bile bilmezken onsekiz bin alemi bilmektir aşk. Ve o kadar güzel şeysin ki benim gibi karanlığa hapsolmuş ruhları bile ufacık bir gülüş sayesinde o karanlıktan kurtarırsın. Cahili alim alimi ise cahil yapacak kadar kudretlisin. Boşuna senin yüzünden yollara düşmemiş insanlar, belki de ömrü boyunca ulaşamayacakları bir hayalin peşinden aşk ile yürümemişler hepsi senin kudretinden ve o kadar kudretlisin ki İstanbul bile bütün heybeti ve ihtişamına rağmen yanında sönük kalır. İşte böyle bir şeysin. Ey aşk sen ne güzel şeysin.
Yorumlar
Yorum Gönder